Karşısındakini beğenmemek üzerine kendini adeta eğitmiş insanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bu kişiler hiç farkında değiller ancak karşılarındakinin hayata, kendilerine olan katkılarını ısrarlı bir reddediş halindeler sürekli.
Açık ve seçik kurulmuş cümleler ile değil daha derinde yatan bir enerji bu. Bu nedenle de hiç çabasız, çok çabuk karşı tarafa geçebiliyor.
Eğer siz de kendinizi, mesleğinizi, bir konu ile ilgili yaratıcı fikrinizi paylaştığınızda içinizde bir anda önünüze çıkan ve tek ayağınız ile bastığınız kaldırımdan boşluğa düşmüş hissini yaşıyorsanız tam da böyle biri ile sohbet halindesiniz demektir.
Ne yapsanız olmaz, ne söyleseniz onun gözlerinde sizi anladığında dair bir işaret olan minik parıltıyı bulamazsınız.
Karşınızdaki kendisine ait milyon sebep sonucu böyledir. Empati yapmaz, soru sormaz çünkü merak etmez, sohbetin bütününü değil kendisi ile çakışabilecek kısımları dinler. Buralardan beslenmeye çalışır. Hatta bazen o kadar güzel beslenir ki o an çok keyiflenir. Sizinle geçirdiği zamana değmiştir adeta. Kim bilir belki o masadan hayatının fikri, enerjisi ile ayrılır ama bunu asla size mal etmez, katkınızı kabullenmez.
Böyle insanları tatmin etmek mümkün değildir. Büyük sorun egonun da ötesinde deneyim yoksunu olmalarıdır. Denemezler ama fikir bildirebilirler. Denemezler ama öyle olmayacağını söyleyebilirler. Denemezler ama işe yaramayacağını düşünebilirler. Denemezler ama bildiklerini zannederler.
Hmmmm öyle mi ne güzel derler ama aslında öyle düşünmezler.
Lütfen size ait hangi bilgiyi kiminle paylaştığınıza özen gösterin. Cümleye başlarken yaşadığınız coşku cümlenin sonuna doğru ilerlerken düşüyor; ses tonunuz giderek neşesini kaybediyor ve kalp ritminiz değişiyorsa karşınızdaki kişi bu paylaşımı dinlemesi ve hatta bilmesi gereken doğru insan değil demektir. Burada anlatmak istediğim yapıcı ve eleştirel bir alışverişin engellenmesi değil aksine kendi ruhlarında ışıkları yanmayanların; onlara ve fikirlerine güvenen insanların ışıklarını çok kısa sürede söndürebilme kapasiteleridir. Bir hayaliniz, fikriniz, projeniz varsa önce kendinizi dinleyin. Hepimizde eşit derecede var olan müthiş sezgi ve kapasiteyi kullandıkça onu tanıyıp ordan daha çok beslenebilir hale geleceksiniz.