NAZLI
BÜYÜKSOY

bana dair

NAZLI BÜYÜKSOY
İnsanız, ne kadar farklılaşmaya çalışsak da erkeği, kadını, genci, yaşlısı bir zaman mutlaka birbirimize benziyoruz. Dertlerimiz ortak, sıkıntılarımız arkadaş, hayatın gerçeklerinde buluşuyoruz.
Ama söylenen o ki parmak izlerimiz farklı…
Bu hikaye, bu elektronik defter de benim parmak izim..
Neden mi paylaşıyorum? Bu dünyada vardım, gelip gitmedim diyebilmek; görebilmek; anlayabilmek; yol arkadaşı olabilmek, kavuşabilmek için..
Belki tanışıyoruz, belki çok yabancıyız birbirimize; belki çok yakınız belki sadece öyle zannediyoruz. Aslında kimiz, kim olmak istiyoruz, kim olabiliriz, kim olamayız? Cevaplarını içimizde taşıdığımız ama dile gelmeyen, parmaklardan dökülemeyen, boğazda düğümlenen ve oldukları yerde tozlanan ne çok şey var hayatımızda..
Tüm hücrelerim ile kendime olan sadakatimi göstermek, hayata dahil olmak, gelen hediyeleri kabul etmeyi bilebilmek, hergüne hazır uyanmak ve hepimiz için minik bir yıldızı kayarken görebilmek için tüm emeğim..
Ve en güzeli, eğer istersek birbirimize dahil olabilme ihtimalimiz…
“Hakkımda” ne yazacağımı düşündüğümde aklıma gelen en değerli şey; iletişim kurabilmeye başladığım yaşlarımdan bu güne, insana olan sevgim ve merakımın hiç azalmadığı, buna okumaya ve öğrenmeye olan aşkım da eklenince, yıllar içinde fazlaca sevgi, empati, okuma merakı, anlama ihtiyacı ile dolu bir özgeçmişin varlığı oldu.
Kendini bilmenin yolu kendini aramaktı. Öğrenci isteyince ders her yerdeydi. Herkesten ve her şeyden öğrenmek mümkündü. Hangi aileye doğduğumuz, hangi okullarda okuduğumuz, mesleklerimiz, zaman içinde yüklendiğimiz rollerimiz mutlaka çok değerli. Ancak bunların ötesinde kim olmayı tercih ettiğimiz kaderimizi belirliyor. Bu şans her zaman bizim elimizde, tercihlerimizde..
Seçeceğim mesleğe giden yoldaki ilk adım Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi oldu. İletişimin profesyonel dilini öğrendiğim, keyifle ve severek geçirdiğim okul yıllarında her üniversiteli ile benzer dertlerim vardı. Hem okumak hem eğlenmeyi bir arada götürmeye çalıştığımız, özgürlüğü aradığımız yıllar…Sonrasında profesyonel hayat tüm hızı ile başladı.
16 yıllık kurumsal hayat tecrübemi; 2016 yılında kendim için daha anlamlı sabahlara uyanabilmek amacıyla kalbimin sesini dinleyerek sonlandırdım.
Hali hazırda kendime giden yolculuğum devam ederken; kurumsal hayat, koçluk, eğitimler, psikoloji ve beni ben yapan tüm alanlardaki deneyim ve tecrübelerimi 2014 yılından bu yana profesyonel koç olarak paylaşmaya ve geliştirmeye devam ediyorum.
Profesyonel Koçluk eğitimimi IIC (International Institute of Coaching) onaylı, Avrupa’nın en köklü koçluk okullarından, Noble Manhattan Türkiye’den Practitioner Coaching Diploma Course programını alarak tamamladım. Koçluk bilgilerim ve tecrübelerimle birleştirebilmek için İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisansı'nı bitirdim. Uzmanlaştığım tüm konulara ve kendime çok kıymetli bir katkı sağlayan Mindfulness 2.0 Uzmanlık Programı'nı bu alandaki en önemli kurumlardan biri olan Mindfulness Academy'den alarak eğitmen olmaya hak kazandım.
2003 yılı itibariyle iletişim ve koçluk alanlarındaki çalışmalarımı farklı konulardaki uzmanlıklarla beslemekteyim. Bunlardan bazıları; "Yönetici ve Lider Koçluğu'nda Ustalık", "Bireysel Değişimin Temelleri", "Mindfulness", Duygusal Zeka", "Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İtibar Yönetimi", "Renk Koçluğu", "Optimum Denge Modeli", "Algı Yönetimi".
Zorlu yolculukları birlikte aşabildiğim, hayallerime elini, yüreğini katan değerli bir eşe; her gün yeniden doğmama vesile olan, beni "anne" olarak seçmiş çok değerli bir kız evlada ve varlığıma aidiyet kazandıran, masumiyet evim; güzel ve büyük bir aileye sahibim.