top of page

Elimizden Ne Gelir?



Bugün de gün doğdu. Hayat hepimiz için yeniden başladı. Peki kimler dünün etkisinde? 1 yıl öncesini yaşayan var mı hala aramızda? Takvimler 2014’ü ya da 2034’ü gösteriyor mu kimilerimizde? Cevap kuşkusuz “evet”. Her ne kadar akıllı telefonlar kullansak, kendimizi bir takvime bağlı sansak, akreple yelkovanı takip etsek de durum bu.

Zihnimiz, kalbimiz, bedenimiz sanki bizimle eş zamanlı uyanmıyor. Akşam olduğunda zamanın nasıl geçtiğini “fark etmiyoruz”. Fark etmeden yiyiyor, yaşıyor, yaş alıyor, seviyoruz.. Oysaki yaşamın içinde daha verimli, etkili, niteliksel olarak daha kaliteli olabilmek için emek vermemiz gerekiyor. Disiplinli bir çalışma sistemine sahip olmak, sağlıklı düşünceler üretmek, kendimizi değerlerimiz ve ihtiyaçlarımız üzerinde odaklamak gibi bazı formüller var. Günün sonunda ya tercihlerimizin kurbanı oluyoruz ya da kendimizce yaşamış olmanın ödüllerine kavuşuyoruz. Tüm bunlar bizim bizle olan meselelerimiz. Bir de meselenin bizim çevre ile çevrenin de bizle olan tarafı var.

Birlikte bir dünyayı paylaştığımız tüm canlılar üzerinde büyük bir etkimiz olduğunu bilsek bir günü nasıl daha farklı yaşardık?

Aynı asansörü kullandığımız birine günaydın dediğimizde, bir hayvana şefkatle yaklaştığımızda, bir çiçeğin kokusunu fark edip gülümsediğimizde olan tek şey; bulunduğumuz ortamda var olan enerjiyi  değiştirebildiğimiz gerçeğidir.

Aile bireyleri, çalışma arkadaşları, yakın arkadaşlar gibi topluluklardan hangisi ile yoğun zaman geçiriyorsak bu alışverişi de en çok onlarla yapıyoruz demektir. İletişimimiz sona erdiğinde geriye ya üretilmiş taze bir enerji ya da tüketilmiş bir enerji kaldığını hissederiz. Bazı insanlar bize iyi gelirken bazıları iyi gelmez. Ortak paylaşımlarımızdan sonra üzerimizde bir hafiflik ya da tam tersi bir yük hissederiz.

İlişkide ortaya çıkan bu enerji bir dizi tepkiyi de beraberinde getirir. Dr. Wayne Dyer’in ele aldığı bu ilişkisel enerjiler; biriyle güçlü, olumlu bir bağ kurup kendimizi iyi hissettiğimizde duygusal bir tepki olarak, aynı olumlu bağ düşüncelerimizi netleştirip hafızamızı ve bilişsel performansımızı geliştirdiğinde de bilişsel bir tepki olarak ortaya çıkıyor. İçtenlik ve samimiyetle kurulan bağlar örneğin bir iş yerinde kurulmuşsa bu pozitif enerji üçüncü bir tepki olarak üretkenliği doğuruyor.

Özetle; sık temasımızın olduğu kişileri fark etmek, onları anlamaya çalışmak, gerektiğinde yardımlaşmak doğal ve canlı bir enerjiyi de ortaya çıkarmakta. Hayat ve iş yükünün sürekli artmakta olduğu bir düzende psikolojik sağlamlığımızı korumanın ve devam ettirebilmenin en önemli adımı güçlü sosyal bağlar kurabilmek ve olumlu ilişkisel enerjiler ile beslenen bir çevreye dahil olmaktır. Bir arkadaşımıza gerçekten merak ederek hatrını sormamız, gerçekleştireceği sunum için kendisini cesaretlendirmemiz küçük ama güçlü ilişkisel enerjiyi doğuracaktır.

Yaşamın içinde olumsuzluklar, üzüntüler, dertler her zaman oldu ve olacak. Her zaman olumlu olmak gibi bir beklentiyi ne kendimizden ne de çevremizden beklememiz gerçekçi olmaz. Fakat hatırlamak gerekir ki herkes kendi yükünü de içinde zaten taşıyor. Ortama dahil edip; ortamın DNA'sını değiştireceğimiz duygu ve düşüncelerimizi farkındalıkla var etme çabasıyla hem daha güçlü bağlar kurabileceğimize hem de ortak psikolojik sağlamlığa katkıda bulunabileceğimize inanıyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kıyasla - ma

Comments


bottom of page